Son günlerde keyfimin yerinde olmasının başlıca sebeplerinden biri ise Galatasaray'ın başarısı ve yakaladığı form grafiğidir. Deplasmana henüz gidemesem de bu sezon buradaki hiç bir maçını kaçırmadım. Umarım böyle devam eder ve Galatasaray şampiyon olur

Dün Reina'daydık. Bugün ise akşamüstü Ortaköy, gece W Otel ve Ulus 29'a gideceğiz. Haftaya okulun son haftasının olmasının verdiği heyecanla arkadaşlarımla daha da fazla vakit geçirmek istiyorum

Amerika'da okuyan lise arkadaşlarım geçen hafta İstanbul'a geldiler. Hepsini özlemişim şimdi birlikte vakit geçiriyoruz ve çok keyifli. 2-3 hafta sonra tekrar gidiyorlar ama o zamana kadar beraberiz.

Kız arkadaşımla ayrıldık. Böylesi daha iyi oldu çok üzülmedik ikimiz de hem uzaktaydık birbirimize. Neyse bu aralar okuluma daha çok adapte olmaya çalışıyorum. Yeni arkadaşlar edindim ve durumdan çok memnunum. Okula ulaşımımdan bahsedeyim bu bölümde. Levent'te oturuyorum metroyla Taksim'e, oradan shuttle ile okula gidiyorum. Sabahları uyanmak zor oluyor ama zamanla alışacağımı umuyorum. 1-2 ay içinde de ehliyetimi alınca daha da rahatlarım.

Bu benim küçüklüğüm. Yüz ifademin sebebi bu resmi çeken kişiyle kavga etmemdir. Suratım düşmüş ve haliyle yanaklar sarkmış.

En alttaki benim, Ege Ardil. Kucağımdaki, ikinci entryde paylaştığım Mina. Üçüncü kişi benim en yakın arkadaşlarımdan olan Carla, en üstteki ise biricik kuzenim Celine.

Bu benim kız arkadaşım. Adı Mina, kendisi şu an New York'ta okuyor ve yaşıyor. Yaklaşık 8 aydır beraberiz.

Merhaba bu benim ilk blog yazım. Sadece üniversite için değil bütün hayatım boyunca ilk blog yazım en azından internette. Ne kadar başarılı olurum ne kadar ilgi çekerim bilmiyorum ama asıl önemsediğim şeyler bunlar değil, hakkında yazacak bir konu bulmak en zoruymuş gerçekten de. Bu yüzden diğer bölümlerde daha çok resim yani görsel ağırlıklı bir biçimde karşınızda olacağım.